RUFUS WAINWRIGHT
Nasıl olduysa tek başıma gittiğim bir etkinlik oldu.Biletleri de ilk çıktığı zaman aldığım için ayakta kategorisinden almıştım zira o dönem oturmalı kategori yoktu (BIZZT EKSI PUAN)
Biraz geç gittiğimden ötürü Lucy Wainwright'ın sadece bir-iki şarkısını dinleyebildim. Tamamen cahilliğim ve hemen birini birine benzetme geleneklerimizden ötürü kendisini Zoey Dechannel'e benzeteyim de benden çıksın olay.
Rufus'u izlemeye gelen izleyici kitlesi hakkında bir fikrim ya da beklentim yoktu. Çünkü bazı abilerin aksine ,ben sahnedeki adama odaklanmaktan diğer abi ve ablalara bakma fırsatını bulamıyorum. Ama tabi sadece dünyanın en bilindik cover şarkısı top 5'te yer alan HALELUYA çalınca oradaki insancıkların varlığı hissetmek kitlenin özeti olabilir.
Neyse şu zamana kadar canlı bir videosunu takip etmemiş olduğumu farketmem uzun sürmedi. Zira Rufus'un diyalog kısmı pek şahane ve neşeli idi. ( Tabi gene bizim kitlemiz sadece i love you Turkey denilince reaksiyon gösterme modunda olduğu için öylece dikiliyordu) Lucy'nin Liza Minelli impersonation olayında bile bik bik sessizlikten çıkamadık.
Tabi abimiz gay rejoice ile harmanlandığı için gay rights kısmında ülkemizin zayıflığına çattı. Sonra kendini bozarak gerçi sizin o işe gelene kadar daha bir sürü özgürlük sorununuz var değil mi dedi? Cık. Seyirciden reaksiyon yok.Ki sanırım Osmanlı Padişahları ile ilgili kısmı anlasalardı sıkıntı çıkardı herhalde?-Neyse.
Ayrıca canlı ne kadar başarılı olduğunu söylememe gerek yok herhalde canıms.
Ben Perfect Man dinlemek isterim ekstradan ama olsun o günkü hafif kasvetli havada Going To A Town'da iyi gitti.
Annesi için bestelediği opera olayını da konser vasıtasıyla öğrendim. Onun detaylarına da buradan erişebilirsiniz. Ne bileyim ortada bir samimiyetsizlik vardı kaynağını çözemediğim ama Rufus'un performansı beni yeterince tatmin etti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder